10 Aralık 2010 Cuma

Edirne'li Sanatçı Lenvent Tuncer'in eserlerinden

Amerika'da Edirne'li ünlü bir sanatçımız

Edirne tarihimizde çok değerli sanatçılar yetiştirmiştir. Bunlardan en eski ve tarihi olan LEVNİ (asıl adı Abdülcelil Çelebi, 18. YY sonları) Lale Devri'nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Minyatür sanatına derinliği ve perspektifi getirmiş, yapay, yaldızlı ve canlı renkler yerine daha doğal renkler kullanmıştır. Resimlerine insanların kişisel özelliklerini yansıtmaya çalışmış, perspektif kullanmış, Osmanlı Minyatür sanatı için oldukça önemli yenilikler getirmiştir. Levni Çelebi’nin “LEVNİ VE SÜRNAME: BİR OSMANLI ŞENLİĞİ” adlı yazılı ve bol resimli ünlü kitabında bir sünnet düğünü resmedilmiştir. Yüzlerce değişik sahneyi içeren bu minyatürlerde Levni, tasvirleriyle çağının ruhunu yansıtır ve onun başyapıtı olarak kabul edilir. Ayrıca Levni’nin Osmanlı Padişahları resimlerini bir araya topladığı PADİŞAHLAR ALBÜMÜ de bulunmaktadır. Eserde Sultan Osman'dan III.Ahmed'e kadar gelen padişahların minyatürleri yer alır.

Osmanlı’nın son dönemlerinde Edirne’de yetişmiş sanatçılardan Şehit Hasan Rıza (1858-1913) , resme küçük yaşlarda ilgi duymuş, rüşdiye’deki eğitimi sırasında, öğretmeninin tavsiye ve yönlendirmesiyle, bu ilgi belli bir disiplin altına alınmıştır. Askerlik sonrasında Edirne Hastanesi’nin müdürü olan Hasan Rıza, burada ayrıca kendi kurduğu Numune-i Terakki Mektebi’nin müdürlüğünü üstlenmiş ve bu okulda resim dersleri vermiştir. Çok sevdiği ve bir tarih kitabı olarak tanımladığı Edirne şehrinde sanatçının girişken kişiliği ile canlı bir sanat ortamına kaynaklık ettiği anlaşılmaktadır. Karaağaç’ta bulunan ve resim çalışmalarını sürdürdüğü atölyesi, sanata meraklı dostlarının uğrak yeri olmuştur.

Yakın dönemde Edirneli ünlü sanatçı ve heykel ustası İlhan Koman (1921-1986), bilim ve sanatı biraraya getiren eserleriyle ünlenmiş, bu özelliğinden ötürü Türk Da Vinci'si olarak anılmıştır. 1958'e kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim üyeliği yaptıktan sonra İsveç'e yerleşti ve ölümüne kadar orada yaşadı. Yaşamının son yirmi yılını ailesiyle birlikte yaşadığı ve atölye olarak da kullandığı Hulda adlı teknesinde (şimdi Haliç’de sergisi bulunmaktadır) geçirmiştir.

Bu yazımın başlığıyle ilişkili olarak aynı Heykeltıraş İlhan Koman gibi ünü yurt dışına yayılmış Edirneli bir ressam hemşehrimiz LEVENT TUNCER’den bahs etmek istiyorum. Kendisi Vardar Sülalesinden gelmektedir. Edirne’de iki dönem (1927-1930, 1939-1945) Belediye Başkanlığı yapan Mithat Vardar Selanikli’dir ve 1915 yılında Edirne’ye göç etmiştir. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nda Mithat Vardar’ı Ankara’ya davet etmişse de kendisi milli mücadeleyi Trakya’da sürdüreceğini bildirerek Edirne’de kalmıştır. Yunan işgalinde Edirne Kuvayi Milliye Örgütünde görev almıştır. Kardeşi Rıfat Vardar, Cumhuriyet döneminde Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilk kurucularındandır. Rıfat Vardar’ın kızı Nihal Hanım, Edirne Pancar Şirketi Müdürü Nejat Tuncer ile evli olup Rıza Engin Tuncer (Trakya Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığında mühendis) ve Levent Tuncer (doğ.1953) adlarında iki oğlu vardır.

Rıfat Vardar, Atatürk’ün çok samimi dostu ve yaveri Salih Bozok ile kardeş çocuklarıdır. Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan ve TBMM 2. Dönem'de (o dönemdeki adı Bozok olan Yozgat'tan) milletvekili seçildikten sonra da Mustafa Kemal'in yakınında kalmış 1939 yılına kadar Yozgat ve en son olarak Bilecik milletvekilliği yapmıştır.

Atatürk ile olan yakınlığını pek kimsenin bilmediği Vardar Sülalesinden olan Edirneli Sanatçı Levent Tuncer halen Amerika’da yaşamaktadır. Yaptığı eserlerinin temalarını kültürler arası etkileşimlerden türeten ve doğu ile batı arasındaki kesitleri büyük bir ustalıkla ve görsel zenginlikle tasarımlarına yansıtan Levent Tuncer bugüne kadar Amerika ve İngiltere başta olmak üzere, Kolombiya, Çekoslovakya, Hollanda, İrlanda ve Kuveyt’de sergiler açmıştır. En önemli eserleri; Deep Galaxy Series (1989 – 1992), Two Rivers Series, History/Fiction Series ve 2005-2006 döneminde The University Church Dublin Commission yapısındaki duvar süslemeleridir.

Örneğin History/Fiction serisinde 16. yüzyıl İznik çini desenlerini kullanarak üzerinde çeşitli geometrik desenleri barındıran kültürel kırılımların dinamiklerini karmaşık bir görsel düzeyde sunan Tuncer, resimlerinde özgün çarpıcı renkler kullanarak mekansal ve tarihsel bağlamda bizlere değişik boyutlar sunar.

Yaptığı resimlerde zaman ve ışık hareketleriyle oluşan gölgeler değişen düşüncelerimizin içeriğine ustaca girerek bizi uyarır ve bir anda zihnimizde yayılarak bizleri üç boyutlu evrensel mekanlara götürür. Resimlerinden bazı örnekleri gazetemizin son sayfasına konmasını rica ettim. Dikkat edilirse yeni bir yaratılışın öncülüğünü yapan ve halen New York’da yaşayan bu Edirne’li kardeşimiz yakın bir gelecekte görsel sanat dünyasına yerini altın harflarle yazdıracak ve kentimizin unutulmaz sanatçıları arasında yer alacaktır. Bir hemşehrim olarak kendisiyle gurur duyarken, başarılarının sürekliliğini dilerim.

Daha detaylı bilgi ve görseller için: http://www.leventtuncer.com/

Not :Bu yazı 10.12.2010 tarihinde Edirne HUDUT gazetesinde yayımlanmıştır.