11 Eylül 2010 Cumartesi

Edirne SULTAN SELİM CAMİSİ’NDEKİ KUR’AN-I KERİM’E NE OLDU ?

Oral ONUR, 5 Eylül 2010

Edirne Orta Okulu ve Lisesinde okurken ders çalışmak için sık sık Sultan Selim Camisinin Kütüphanesine giderdim. Orası oldukça sessizdi, herkes ders çalışır, çıt çıkmazdı.

Kütüphanenin Müdürü Makbule Ünsaç Hanımefendi (Edirneli gazeteci Sayın Ünal’ın annesi) idi. Makbule Hanımın eşi Vehbi Bey kütüphaneye zaman zaman gelir, eski türkçe harfli kitapları tasnif ederdi. Gelen okuyucular tek sıralı masalarda çalışırlardı, ortada ise çok büyük bir masa bulunmaktaydı.

Kütüphanenin Osmanlı dönemindeki kadrosu şöyle idi; HAFIZ-KÜTÜP, MAHAFAZ-MUSHAF, MÜCELLİD, NAKKAŞ, MÜZEHHİP, KATİB-İ MUSHAF. Kütüphanenin önemli kitpaları arasında yaklaşık 70 x 60 cm boyutlarında büyükçe bir Kur'an-ı Kerim vardı. Bu Kur'an-ı Kerim’in içindeki harfler oldukça büyük yazılmıştı. Her bir satır sonunda konulan noktalar madalya şeklinde ve kalın altın süslemeli idi. Ben eski yazıyı bu kur’anı okuyarak öğrenmeye çalışmıştım. Ne var ki, Balkan Savaşı’nda işgalciler Kur’an’da bulunan altın işlemeli madalya motiflerinin çoğunu kesmişlerdi. Bu Kur'an-ı Kerim uzun yıllar kütüphanenin demirbaşları arasında yer aldı. Sonra buradaki eserler Edirne Müzesi’ne verildi. Kalın ciltli ve altın madolyonlarla işlenmiş kalın sayfalardan oluşan bu Kur'an-ı Kerim oldukça ağırdı.

Tüm bunlar neden hatırıma geldi?...

Kur'an-ı Kerim'in indirilişinin 1400. Yılı münasebetiyle Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde ''1400. Yılında Kur'an Sergisi'' açılışını geçen gün gazetelerden okudum. Sergide dünyanın sayılı koleksiyonları arasında yer alan ve pek çok örneği yayımlanmamış Kur'an-ı Kerim'leri sanatseverlerle buluşturan serginin açılışında bir konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sergide yer alan Kur'an-ı Kerim'lerin sadece İstanbul halkıyla değil, bütün dünyayla paylaşıldığını ifade ederek, Topkapı Sarayı, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü depolarında binlerce hazine bulunduğunu, bunları gün yüzüne çıkarmak için şu andaki gayretlerin birkaç misline çıkarılması gerektiğini yazıyordu.

Benim de hatırıma Edirne’deki bu büyük Kur’an-ı Kerim geldi. Bu Kur'an-ı Kerim neden bu sergide teşhir edilmemişti? İçindeki bazı sayfaları tahrif edilmiş bile olsa ibret-i alem için bu kutsal kitabın sergide yer alması gerekmez miydi?

Balkan Savaşında Bulgarlar kütüphaneden bir çok eseri alıp götürmüşlerdi. İki ülke arasında yapılan yazışmalar bir sonuç vermemiş, yurt dışına kaçırılan bu eserler geriye alınamamıştı. Ayrıca bunun gibi Edirne Selimiye Camii Kütüphanesi’nin demirbaşı olup sergilenmek üzere İstanbul’a ödünç olarak götürülen çok değerli el yazması Kur’an’lar da yıllar geçtiği halde kayıtlı olduğu Edirne’ye getrilmediğini üzülerek söylüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder