16 Mayıs 2012 Çarşamba

AVRUPA ÜLKELERİNİ GÖRMEK



Epey zamandan beri Sayın Belediye Başkanımız Edirneliler'e bir öğüt verircesine, “Avrupa ülkelerine gidin, görün orada neler yapılmış, evleri, binaları cadde ve sokakları modern yapılar, örnek alınmalı” deyip duruyor.
Son belediye seçimlerinde kendisi de ikrar etmişti. “Ben eski Sedefçi değilim, görgüm ve düşüncelerim değişti, Edirne'ye çok iyi şeyler yapacağım” dediğini dün gibi hatırlıyorum.
Gerçekten güzel şeyler yapmaya çalıştı. Şehir, şehre benzedi. Sayın Belediye Başkanını ziyaret eden ecnebilere başkan devamlı çöp olayını söylüyor, bununla nasıl uğraşılacağını rica ediyordu. Halbuki Amerika ve Avrupa televizyonlarında bu işin kolayını ve toplanan çöplerin nasıl yokedileceğini gösteriyordu. Özellikle çöplerin önce keçi ayağıyla sonra silindir ile ezildiğini ve bunun üstünün de kum ile örtüleceğini ben defalarca TV'de seyredip duruyordum.
Maalesef bu işte görgüsü yok olduğundan oturduğu yerden işi çözümlemek istiyordu ve en sonunda oldu da. Batı ülkelerine bizleri gezmeye götürmesin, en yakınımızda Bulgaristan ve Yunan komşu devletlerin eski medeniyetleri nasıl koruduğunu niçin bilmiyor. Geçenlerde İstanbul gazetelerinde Bulgaristan'da yapılan bir baraj içerisinde kalan eski yerleşim yerini kalın beton ile etrafını örüp o ören yerini su içersinde bırakmadıklarını gıpta ile biraz da kıskançlıkla izledim.
Komşu ülkelerin sokak ve caddelerin nasıl korunduğunu görüyor ve ve üzülüyoruz. Eski parke taşlı yollar ve restore edilmiş ev ve binalar. Pekala bunlar biz de niçin yapılmıyor? Anadolu'nun bir çok yerlerinde binaların restore ve tamir işlerini, oranın ticaret odaları ve belediyeler yaptığını gazetelerde okuyor ve üzülüyorum. Şunu demek isterim. Madem Belediye Bbaşkanımız “Batı ülkelerini gezin, görün” diyor da kendi malı olan eski 'Jeneratör Binası'nı kendi haline niçin bırakıyor? Harap hale gelen ve yakında yıkılıp gidecek olan bu tarihi eski elektrik fabrikasına yazık olmayacak mı? Burasını kültür amaçlı kullanalım dedik ve etrafına güzel bir parmaklık yapan Vali Miroğlu'na belediyeden olumsuz yanıt gelip, burası hastane olacak diye olumsuzluğuna ne denir? Yani mezarlık üzerine hastane......
Başkanımız, Necdet Budak'la çok samimi dostlar. Acaba bu iki dost müşterek bir çalışma yaparak eski Saat Kulesi'ni Edirne'ye kazandıramazlar mı?
O eski kültürleri benimsemek ve onları memleketinde uygulamak ayrı bir kültür ister... Onu da düşünelim!
Kaynak: Edirne HUDUT Gazetesi, 14 Şubat 2011, Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder